THHP SAĞLIK HAKLARI PERSPEKTİFİNDEN ADİL GEÇİŞ ÇALIŞTAYI YAPILDI
Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yürütülen “Sağlık Hakları Perspektifinden Adil Geçiş: Soma Örneği” başlıklı araştırma projesi kapsamında 28 Haziran 2024 tarihinde Ankara’da ulusal paydaşlarla çalıştay gerçekleştirildi.
Çalıştayda araştırma kapsamında elde edilen bulgular katılımcılarla paylaşılırken, kömürden çıkış için planlanacak adil bir geçiş sürecinin işçi, halk ve çevre sağlığı politikaları ile nasıl bir araya getirilmesi gerektiği tartışıldı.
Saha araştırması aşaması Soma’da gerçekleştirilen proje kapsamında, kömür sektöründe çalışan işçilerin ve bölgede yaşayan halkın sağlık durumlarının saptanmasına yönelik çalışmalar yürütüldü. Ayrıca derinlemesine görüşmelerle kömür, çevre, iklim değişikliği ve sağlık ilişkisine dair halkın algıları ile, kömür madenleri ve termik santrallerin kapatılması durumunda nasıl bir Soma tahayyül ettiklerine dair görüşleri de araştırıldı.
DÜNYANIN EN BÜYÜK FOSİL YAKIT ÜRETİCİSİ 20 ÜLKE (FF20) ÜRETİMİ AZALTMAYI PLANLAMIYOR
Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development, IISD) raporuna göre, dünyanın en çok fosil yakıt (kömür, petrol ve fosil gazı) üreten 20 ülkesi, bu yakıtların üretimini azaltmayı planlamıyor.
IISD raporu, 20 ülkenin (Cezayir, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, Endonezya, İran, Irak, Kuveyt, Norveç, Polonya, Katar, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD) Paris İklim Anlaşması çerçevesinde sunmaları gereken Ulusal Katkı Beyanlarını inceledi. FF20 ülkelerinin üçte birinin (yedi ülkenin) uluslararası toplumla paylaştıkları iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik beyanlarında fosil yakıt üretiminden hiç bahsetmediği tespit edildi. Altısı üretimi sürdürme ya da arttırma niyetini belirtti. Sadece bir tanesi, kömür üreticileri Almanya ve Polonya’yı temsil eden AB, üretimi azaltmaya yönelik bir yoldan bahsetti.
Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanında, emisyon azaltım hedefleri ve fosil yakıtlardan uzaklaşmaya hiç değinilmeden, sadece enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarından bahsediliyor. Ulusal Enerji Planında ise kömür yatırımlarının arttırılması hedefleniyor.
Dünyanın en büyük 20 fosil yakıt üreticisi kömür üretiminin %93’ünü, petrol üretiminin %80’ini ve gaz üretiminin %77’sini gerçekleştiriyor.
IISD raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE ÇAĞRI: YENİLENEBİLİR ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ, HEMEN ŞİMDİ!
İklim İçin 350 Derneği, büyükşehir belediyelerini kentlerde yenilenebilir enerji dönüşümüne öncü olmaya çağırdıkları yeni bir kampanyaya başladı. Çağrıda, “Artan enerji maliyetleriyle mücadele eden, çevre ve iklim dostu kentler için yenilenebilir enerji dönüşümü talep ediyoruz” denildi.
Adil, ekonomik, çevre ve iklim dostu enerjiye ulaşımın her yurttaşın temel hakkı olduğu vurgulanan çağrıda, büyükşehir belediyelerinden 2025-2029 dönemi stratejik planında yenilenebilir enerji dönüşümünü önceliklendirmesi talep ediliyor. Enerji verimliliğini, güneşi ve rüzgârı merkezine alan bir enerji dönüşümü sayesinde, çevreyi kirleten ve iklim krizini derinleştiren fosil yakıtlara bağımlılık azaltılabilir; enerji yoksulluğu önlenebilir; tasarrufla elde edilecek ek kamu kaynakları iklim krizi ile mücadeleye aktarılabilir.
Kampanya hakkında daha fazla bilgi almak ve çağrıyı imzalamak için tıklayınız.
BONN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONFERANSI TAMAMLANDI
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında her yıl düzenlenen Bonn İklim Değişikliği Konferansı bu yıl 3-13 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirildi. Bonn Konferansı’nda, Kasım’da Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılacak 29. Taraflar Konferansı COP29’a hazırlık niteliğinde müzakereler yürütüldü.
İklim finansmanı Bonn’daki görüşmelerin ana konusunu oluşturdu. Konferansa katılan gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliği ile mücadele ve uyum için trilyonlarca dolara ihtiyaç olduğunu ifade ettiler. Paris Anlaşmasına göre, gelişmiş ülkeler bu finansmanı sağlamakla yükümlü. Ancak bu ülkeler taahhütlerini henüz yerine getirmediler. 2020 yılına kadar ulaşmayı taahhüt ettikleri yıllık 100 milyar dolar fon hala sağlanamadı. COP29’da tüm tarafların iklim finansmanının sağlanmasına rehberlik edecek “yeni bir kolektif sayısallaştırılmış hedef” üzerinde anlaşması gerekiyor.
Konferansın diğer öne çıkan müzakere konuları; iklim değişikliğine uyum, sera gazı azaltımı, adil geçiş, karbon piyasaları ve Küresel Durum Değerlendirmesi (Global Stocktake), ulusal katkı beyanları ve sera gazı azaltım hedefleri idi. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Yönetici Sekreteri Simon Stiell, konferans kapanış konuşmasında: Bonn’da ileri doğru küçük adımlar atıldığını, üzerinde uzlaşılması gereken pek çok konunun hala müzakere masasında olduğu ifade etti.
1990-2022 YILLARI SERA GAZI EMİSYON İSTATİSTİKLERİ YAYINLANDI
Türkiye İstatistik Kurumu, 1990-2022 dönemi için Sera Gazı Emisyon İstatistiklerini yayınladı. TÜİK’e göre, 2022 yılında toplam sera gazı emisyonu 558,3 milyon ton CO2 eşdeğeri oldu.
Toplam sera gazı emisyonlarında 2022 yılında CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı %71,8 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken bunu sırasıyla %12,8 ile tarım; %12,5 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı; %2,9 ile atık sektörü takip etti.
Enerji sektörü emisyonları bir önceki yıla göre %1,4 azalmış olsa bile, toplamda 400,6 milyon ton CO2 eşdeğeri olarak gerçekleşti.
TÜİK haber bültenine ulaşmak için tıklayınız.